8 Haziran 2018 Cuma

Kalemi elime nasıl aldım?


Her şey 2008 yılında geniş ailemin tek çocuğu oluşumun bitmesi ile başladı. Teyzemin; işin aslı annelerimden birinin başka bir çocuğu olacağını öğrendim. O günler için başka diyordum çünkü bu hayat, yakinen şahit olduğum benim hayatım bana birçok anne sevgisi tattırdı. Bambaşkaydı her biri.

Paylaşmak bana en uzak eylem oldu, sevemedim bir türlü. Anlatamadım istemeyişimi, korkularımı,  üzerimdeki kolaçan edici gölgelerin başka bedene yayılışını kabul edemedim. Yıllarca boşuna öğrenmemişim kalemin, kağıdın, saman sayfaların değerini.
En masum satırlarla başladım, iyi kötü değildi satırlarım yalnızca dökülüyordu kalemimden.

Bembeyaz sayfalar göz kırptıkça cazibesi arttı suskunluğun, dilimle değil kalemimle konuşmanın. Ne sakladım sayfalarımı ne de önlerine sundum.
Şimdi buradayım, bir ayna misali başımdan geçen her olayın, karşıma geçen her insanın istendiği gibi yansımasıyım benliğime.

Bu elma yanaklı kız kim mi?
Hani şu teyzemi paylaşamadığım annelerime ilk ortak yazılarıma ilk sebep olan dünya tatlısı kuzenim Ecrin. Şu an onu sevmek kelimesine sığdırmaya utandığım zamanlara geldik. Uzaktan kimi zaman telefonların ucundan birlikte büyüdük. Büyüdükçe yeni ortaklar geldi hayatımıza.
İyi ki geldin al yanağım, iyi ki yazdırdın o alıngan satırları.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder